22 Eylül 2013 Pazar

BÜYÜKADA, BÜYÜK AŞK; KOŞMAK

Adalar'ı çok seven ve özellikle yaz aylarında, neredeyse her haftasonu vaktini buralarda geçiren bir insan olarak New Balance'ın Büyükada'da ilk kez bir koşu organizasyonu düzenleyeceğini duyduğumda gerçekten çok mutlu olmuştum.Haberi alır almaz ilk kayıt yaptıranlardan biriydim.



Ben koşmayı seviyorum ama koşmak, güzel parkurlarda olursa çok daha keyifli oluyor. Yani ben koşmaya sadece "koşmak" gözüyle bakmıyorum. Koştuğum yerin doğal güzelliklere sahip olması benim için önemli. Büyükada da her biri aryı güzellikteki tarihi konakları, yeşili ve deniziyle "keyifli parkur" kriterlerime fazlasıyla uyan bir yerdi.

Yarıştan 2 hafta önce arkdaşlarla parkuru test etmeye gitmiştik. Test koşumuzda parkuru tanıdık. Söylediğim gibi çok keyifliydi. Herkesin çekindiği tek konu adanın inişli çıkışlı eğimli yapısıydı. Test koşumuzda bu eğimli yolları görmüş olduk.

Parkurun ilk 2 km.'sinde hafif hafif artan bir tırmanış var. 2 ile 3 arası inişe geçiyorsunuz.3'le 3.5 arasında 500 metrelik bir tırmanış var yeniden. Faytonların mola yeri olan ve küçük tur ile büyük tur ayırımının olduğu yerden büyük tur yoluna girdikten sonra adanın arka tarfına doğru yöneliyorsunuz. Bu yol parkurun en keyifli yeri bence. Çok güzel manzaralar çıkıyor karşınıza ve kendinizi istanbul'dan çok uzak bir yerlerde gibi hissediyorsunuz. Bir yanınızda muhteşem, masmavi bir deniz diğer yanınızda yemyeşil bir doğa... Tahmini 7. km'de at ahırlarının olduğu yerden geçiliyor. 8.8 km ile 9. km arasında bir iniş sonrasında son bir çıkış var. Bu son çıkış gözünüzde biraz büyüyebiliyor. Test koşusu sırasında benim gözümde büyümüştü ve parkurun 8-9 km.'sinden sonraki kısmı açıkçası bitmek bilmemişti. O son çıkış beni biraz yıldırmıştı. Test koşusunu 1 saat 8 dakika gibi bir sürede bitirmiştim. 11.2 km'lik bu parkurda yarış hedefimi ise 1 saatin altı olarak belirledim.


Yarış günü yoğun bir katılım vardı. Hava sıcak, vestiyer ve tişört dağıtım kuyruğu yarış öncesi çok fazlaydı. Oysa tişört dağıtımı yarış kitleriyle beraber mağazalardan verilebilirdi. New Balance'ın bunu dikkate alması gerekiyor. Neden böyle yaptıklarını anlamış değilim. Zaten katılım ücreti yarıştan önce alınıyor. Kitleri gidip mağazalardan teslim alıyorsunuz. Tişörtlerin dağıtımı niçin yarış gününe bırakılıp insanlar o kuyrukta bekletiliyor ve böyle bir yoğunluğa neden olunuyor? Neyse; yarış çok keyifli bir ortamda başladı. Biz Kadıköy Runners olarak arkalardan başlamayı tercih ettik. Daha önceki yarışlarda genelde en önden başlardım. Açıkçası arkadan başlamak bu yarışta bana bir avantaj sağlamadı ne yazık ki. Çünkü dar yollarda önünüzdeki yüzlerce kişiyi geçmek için uğraşıyorsunuz. Bazı yerlerde resmen insanların arasından geçecek delik aradım desem yeridir. İlk 2 km'de bu bana dezavantaj yarattı ve maalesef hızımı, doğru tempoyu yakalamamı çok etkiledi. Eğer böyle olmasaydı yarışı, bitirdiğim süreden bir kaç dakika daha önce sonlandırabilirdim. Bu kayıp son kilometrelerde hedefimi tutturabilmem için ekstra kendimi zorlamamı gerektirdi. 3. km'deki tırmanışta yavaş yavaş önümüz açılmaya başladı ve ben de daha rahat koştum. İlk dört kilometrede tavşanım, arkdaşım Emin'di. Büyük tur yoluna girdikten sonra da bir süre onun peşinden koştum, sonrasında ayrıldık ve ben kendi tempomla koşmaya devam ettim. 5. kilometreden sonra pace'imi düzenli bir şekilde düşürdüm yani hızlanmaya başladım. 7. km'den itibaren pace'im 5'in altına indi. parkurun son bölümündeki rampada doğal olarak biraz yavaşladım. "10. km" tabelasını gördüğüm an artık vitesi en yükseğe aldım ve gaz pedalına sonuna kadar bastım. Son 1 km.'de pace'im 4'20"lere kadar düştü ve gerçekten çok iyi bir tempoyla koştum. Yarışı New Balance'ın resmi sonuçlarına göre 57 dakika 30 saniyeyle bitirerek 1 saatin altı hedefimi başarıyla gerçekleştirmiş oldum. Yalnız dediğim gibi ilk 2 km'de önümdeki o kalabalık olmasaydı ve daha rahat başlayabilseydim bu süreyi birkaç dakika daha indirebilirdim.



Bozcaada'dan sonraki bu ilk kayda değer yarışmada bir kez daha hedefime ulaşmak, bu hazzı yaşamak, aylar sonra bir yarış madalyası almak çok güzel oldu. Yarış esnasındaki su dağıtımı yeterliydi. Yarış sonrası dağıtılan elma, kuruyemiş, simit gibi ikramlarda da bir sıkıntı yaşanmadı. Özellikle tarçınlı ceviz harıkaydı :)) Yarış öncesi yoğunluktan alamadığımız tişörtlerimizi yarış sonrası aldık. Tişörtleri benim gibi bir çok insan beğendi ve keyifle giyeceğiz günlük koşularımızda da.



Yazın bitmesiyle yarış sezonu New Balance Büyükada'yla tekrar başladı. Neredeyse her haftasonu bir yarış hatta bazı günler 2-3 yarış var. Organizasyonlar artıyor. Mayıs ayından sonra ara verdiğim blog yazılarıma ben de böylece yeniden başlamış oldum.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder