4 Kasım 2013 Pazartesi

MASAL GİBİ BİR ŞEHİRDİ KOŞTUĞUMUZ...



 
Sazova Bilim Ve Kültür Parkı
İnsan Eskişehir gibi güzel bir şehirde koşunca, koştuğu yarıştan çok gezdiği gördüğü yerleri anlatmak istiyor. Bu benim Eskişehir'e ilk gidişim değildi, birkaç sene önce iş için gitmiştim. Fakat pek fazla gezme fırsatım olmamış, güzelliklerini fark edememiştim. Kadıköy Runners'tan arkadaşlarla gittiğimiz bu masal diyarı gibi şehirde havanın da güzel olmasıyla harika bir haftasonu geçirdik. İki gün bize yetmedi. Daha gezemediğimiz göremediğimiz bir çok yer kaldı. Belediyecilikte örnek bir şehir gerçekten. Denizi olmayan bu şehire plaj, kanallları olmamasına rağmen gondol getirilmiş, Disneyland olmamasına rağmen Sazova'daki gibi harika bir tema park yaratılmış. Şehrin merkezi, kavşaklar heykellerle süslenmiş. Öğrenci şehri olmasının da etkisiyle gece gündüz canlı ve enerjik... Fiyatlar her yerde çok uygun. Herkesin buraya gelmesini ve görmesini tavsiye ediyorum. Kendinizi Türkiye'de değil de bir Orta Avrupa şehrinde gibi hissediyorsunuz.



Gelelim yarışa ve organizasyona... Öncelikle New Balance yıl içersinde en çok koşu etkinliği düzenleyen markaların en başında geliyor belki. Bu yüzden kendilerine teşekkür etmek gerek. Bozcaada, Büyükada ve son olarak da Eskişehir 2013'te düzenledikleri organizasyonlar (mayıs ayından önce de başka yarışlar düzenlenmiş olabilir, eksik saymış olmak istemem). Daha önce Bozcaada ve Büyükada'yla ilgili izlenimlerimi yine bu blogda paylaşmıştım. Merak edenler, görmemiş olanlar dönüp okuyabilirler. Eskişehir, yukarıda özetlediğim gibi çok güzel bir şehir ama parkur olarak Bozcaada ve Büyükada'dan sonra geldi benim için. Eğim açısından çok daha düz ve koşması çok daha kolay bir parkur olmasına rağmen 10'ar km'den aynı yol üzerinde 2 tur atarak yarı maraton koşmak beni biraz soğuttu. Doğal güzellikler açısından da tabiki bir Bozcaada bir Büyükada değildi asla. Nihayetinde ne kadar güzel bir yer olsa da şehrin içinden koşuyorsunuz. Koşarken arabalardan yükselen tepkiler, korna sesleri, kaos ortamı hatta küfürler... Bunlar yerine herhangi bir adada koşup yokuş tırmanmayı tercih ederim açıkçası. Dolayısıyla bu parkuru sevdiğimi v pek keyif aldığımı söyleyemeyeceğim.


 Eskişehir ilk kez böyle bir organizasyona ev sahipliği yaptığı için trafiği ve bağlantı yollarını kesme gibi konularda bir parça acemilik hissedildi. Belediyenin ve valiliğin önümüzdeki yıllarda daha özenli ve düzenli olacağını sanıyorum. New Balance'a gelince; yarıştan önceki gün kitleri alırken bir sorun yaşamadık. Fakat makarna partisi belirtilen saatte başlamadı. İnternet sitesi, gönderilen e-mail ve broşürlerde partinin saat 14:00'te başlayacağı belirtilmişti ama o saatte ortada makarna partisini "p"si bile yoktu. Biz de makarnayı beklemek yerine aç olmamıza rağmen şehri gezmeyi tercih ettik. Yarış tişörtleri Büyükada'daki tişörtlerle aynıydı. Büyükada'da ilk giydiğimizde çok beğenmiştik ama bu sefer farklı bir tasarımla farklı bir tişört dağıtılabilirdi. Bozcaada'da yarı maraton koşucularına 15. km'den sonra yarımşar muz verilmişti su istasyonlarında ve çok iyi olmuştu. Bu sefer böyle bir sunum yapılmadı. Bunlar benim gözüme çarpan eksiklikler oldu. Onun dışında organizasyonda bir sıkıntı görmedim.


Yarış benim açımdan nasıl geçti diyecek olursak... 17 Kasım'da koşacağım ilk maratonum İstanbul öncesi kendime 3 yarı maraton bitirme ve tecrübe etme hedefi koymuştum. Bu yüzden aynı gün Geyik Koşusu olmasına rağmen Darıca'yı, Salomon Trail Run yerine de Eskişehir'i tercih ettim. Darıca yazımda da belirtmiştim, patika koşularındaki dinamikler, strateji, teknik, taktikle yarı maraton ve maratondakilerin tamamen farklı olduğunu düşünüyorum. İkisinin de tek ortak noktası "koşmak" kavramı ve ayaklar. O yüzden maratona en yakın pratik olduğundan, maraton koşacak, hele hele ilk kez maraton koşacak kişilerin muhakkak bir kaç kez yarı maraton koşmalarının tecrübe kazanma, maraton esnasında strateji ve bireysel tekniklerini geliştirme açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Antreman esnasında haftalık uzun mesafe koşularında da bireysel olarak 21 ve hatta üstü mesafeler koşulabilir, koşulmalıdır da ama yarış tecrübesi başka bir şey. Antremanda koşmakla yarışta koşmak çok ayrı. Yarış tecrübesi arttıkça hem kendinize olan güveniniz artıyor hem de motivasyonunuz. Benim de öyle oldu; Eskişehir'de 3. yarı maratonumu bitirince kendime güvenim ve motivasyonum iyice arttı İstanbul Maratonu öncesi. 

Parkurun Röntgeni

Performans Tablosu
Her seferinde kendimi biraz daha geliştirdim hem süre hem teknik hem starteji hem zihinsel olarak... Bu 3 yarı maratonda kazandıklarımın karşılığını İstanbul Maratonu'nda göreceğime inanıyorum. Çok güzel tecrübe kazandırdılar bana. Artık az kaldı. İstanbul Maratonu'ndan sonra yazacağım blogum için şimdiden sabırsızlanıyorum :)) 
 
Yarış sonrası Umut İmren'le kendimize gelme çabaları
Eskişehir Geceleri, yer: Barlar Sokağı

Çiböreksiz olmaz :))



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder